بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَحَمَلْنَٰهُ عَلَىٰ ذَاتِ أَلْوَٰحٍ وَدُسُرٍ ١٣

Onu tahtadan yapılmış, mıhla çakılmışa bindirdik.

– İbni Kesir

تَجْرِى بِأَعْيُنِنَا جَزَآءً لِّمَن كَانَ كُفِرَ ١٤

Küfredilmiş olana mükafat olmak üzere Bizim gözetimimizle yüzüyordu.

– İbni Kesir

وَلَقَد تَّرَكْنَٰهَآ ءَايَةً فَهَلْ مِن مُّدَّكِرٍ ١٥

Andolsun ki Biz, onu bir ayet olarak bıraktık. Düşünüp ibret alan var mı?

– İbni Kesir

فَكَيْفَ كَانَ عَذَابِى وَنُذُرِ ١٦

Benim azabım ve tehditlerim nasılmış?

– İbni Kesir

وَلَقَدْ يَسَّرْنَا ٱلْقُرْءَانَ لِلذِّكْرِ فَهَلْ مِن مُّدَّكِرٍ ١٧

Andolsun ki; Biz, Kur'an'ı düşünmek için kolaylaştırdık. Düşünüp öğüt alan var mı?

– İbni Kesir

كَذَّبَتْ عَادٌ فَكَيْفَ كَانَ عَذَابِى وَنُذُرِ ١٨

Ad kavmi de tekzib etti. Benim azabım ve tehdidim nasılmış?

– İbni Kesir

إِنَّآ أَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ رِيحًا صَرْصَرًا فِى يَوْمِ نَحْسٍ مُّسْتَمِرٍّ ١٩

Nitekim uğursuz günde üzerlerine şiddetli bir rüzgarı devamlı olarak gönderdik.

– İbni Kesir

تَنزِعُ ٱلنَّاسَ كَأَنَّهُمْ أَعْجَازُ نَخْلٍ مُّنقَعِرٍ ٢٠

İnsanları, sökülmüş hurma kütükleri gibi koparıp yere seriyordu.

– İbni Kesir

فَكَيْفَ كَانَ عَذَابِى وَنُذُرِ ٢١

İşte Benim azabım ve tehditlerim nasılmış?

– İbni Kesir

وَلَقَدْ يَسَّرْنَا ٱلْقُرْءَانَ لِلذِّكْرِ فَهَلْ مِن مُّدَّكِرٍ ٢٢

Andolsun ki; Biz, Kur'an'ı, düşünmek için kolaylaştırdık. Düşünüp öğüt alan var mı?

– İbni Kesir

كَذَّبَتْ ثَمُودُ بِٱلنُّذُرِ ٢٣

Semud kavmi de uyarıları yalanladı.

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu